Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 134

SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Arif AY
- 132 -
sabahlanır ve memleket sorunları tartışılırdı o yıllarda. O
gece, yani 11 Eylül gecesi de uyumamıştık. Saat 3-4 civarın-
da radyodan generalin bildirisini dinledik. İhtilal olmuştu.
Hemen harekete geçip kitaplığımızda suç unsuru sayılabi-
lecek kitapları ayırıp banyo kazanında yakmaya başladık.
Yakamadıklarımızın da kapaklarını yırttık. Biz bu telaş için-
deyken kapı çalındı ve bir yüzbaşı ve beş asker içeriye daldı.
Kimliklerimiz kontrol edildi, nerede okuduğumuz soruldu.
Bir yandan da odalarımızdaki kitaplıklardan askerler kucak
kucak kitaplar alıp çuvallara dolduruyorlardı. Sabah namazı-
nı kılmıştım ve seccade yerdeydi. Odama asker postal ile sec-
cadeye bastı. Sert bir şekilde uyardım. O da bir an ürperdi.
Sonra gitti, salondaki yüzbaşının kulağına bir şeyler fısıldadı.
Komutan bize dönüp kitapları hemen yok etmemizi söyledi ve
çıktılar. Sabah olmuştu, ortalık ağarmıştı. Ama ülkeyi ve bizim
yüreğimizi kara bir sis kaplamıştı.
Edebiyat Dergisi
mali yönden çok sıkıntı içindeydi. Harçlıkları-
mızdan, maaşlarımızdan ya da edebiyat gönüllülerinin daya-
nışmalarından sağlanan katkılar baskı, posta masrafı ve büro
kirasını karşılamıyordu. Bu dayanışma zincirinin yanında
okunmuş gazeteleri de toplayıp biriktiriyor, eski kâğıtçılara sa-
tıyorduk. Bunlardan gelen parayla derginin pul ihtiyacını kar-
şılıyorduk. 70’li yıllarda, her ayın 1’inde dergiyi dağıtmak için
İstanbul’a giderdim. O yıllarda Nuri Pakdil İstanbul’da otu-
ruyordu. Kadıköy’den karşıya geçmek için vapurdayız. Nuri
Ağabey’le yan yana oturuyoruz. Karşımızdaki adam gazete
okuyor. Vapur iskeleye yaklaşırken adam okuduğu gazeteyi
1...,124,125,126,127,128,129,130,131,132,133 135,136,137,138,139,140,141,142,143,144,...194
Powered by FlippingBook