Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 46

44
İstanbul, Pakdil’e göre bir düş ülkedir; iskeleleri,
meydanları, sokakları, postaneleri, tren istas-
yonları, kahveleri, çarşıları, tiyatroları, vapurları,
çeşmeleri ve güvercinleriyle... Gündüzünü, gece-
sini yaşadığı, üzerine düşündüğü şehirdir İstan-
bul.
İstanbul’un trenlerini, o trenlerin denizle
saklambaç oynayarak yol alışını sever.
“İstanbul biraz da, trenlerin denizi görüp teselli olması,
demektir:
- Merhaba, arkadaşım tren!”
İstanbul’un denizle, gökyüzüyle akrabalığına şaş-
kınlıkla bakar.
“Vapurdan: semada: sıcacık somun gibi bulut: herhal-
de, bu sabah İstanbul turuncudadır;
çünkü,
kesinlikle
kendini ele vermeyen tek kent.”
İstanbul’u adımlarken öyle hassastır, bütün
duyargaları öyle açık ve yoğunlaşmıştır ki;
yaşadığı, içinde yaşattığı kente; onun gizli,
herkesten sakladığı hâllerine tanık olur.
“Eminönü’nün gizli gizli ağlamasına da tanık oluyo-
rum; hepimiz de gözyaşları olarak akıp geçiyoruz Bah-
çekapı’ya.”
1...,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45 47,48,49,50,51,52,53,54,55,56,...108
Powered by FlippingBook