Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 15

13
saçlarıyla beyaz, parıldayan bir tunç yontu hâlin-
de önlerinden, seri adımlarla ve kararlı bir amaca
doğru yürür. Yürüyen o tunç yontuyu bir daha
unutamaz. Ama unutamadığı imge yalnızca bu
tunç kafadan ibarettir. Ne üstündeki giysisi, ne
başka bir şey… Hatırlayabildiği başka hiçbir şey
kalmamıştır o enstantaneden.
2
Nuri Pakdil, ortaokuldan sonra Maraş Lisesi’ne
devam eder. Lisedeyken, özellikle ikindileri eve
dönüşlerinde Arkbaşı’ndan geçer. Ortaokul bir-
deyken de yine aynı sokaklardan ve çeşmelerin
önünden geçer. Buralardan gelip giderken de ha-
yalen annesiyle söyleşir. Annesi ona, terli terli su
içmemesini, içerse hasta olacağını tembihler. O
da annesine iki yeni Fransızca sözcük öğrendiğini
söylediğinde, annesi sevinçle yukarı çıkıp
dinlenmesini ister ondan.
“Büyüdüm: çeşmeler de aktı yanımda. Şimdi bakıyo-
rum; kimi kurumuş, çok az su akıyor; kiminden de her
çeşme bir kent oldu yanıbaşımda”
Yer gök ağaçtır Arkbaşı’nda. Bir de adım başı
suyu akan çeşmeler vardır. Öğrendiği yeni Fran-
sızca sözcük varsa eğilip su içerken bu yabancı
2 Rasim Özdenören; ‘
Tavır Koymanın Dili’
, Yedi İklim, S. 58, Ocak
1995.
1...,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14 16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,...108
Powered by FlippingBook