Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 97

SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Rasim
ÖZDENÖREN
- 95 -
Sezai ağabeyle tanıştıktan sonra ara verdiğimizi söylemiştik. O
ara 1965 yılına kadar devam etti, 1965 senesinde Halil İbrahim
Bahar’ın
Soyut
dergisi çıktığında Sezai ağabey oraya bir şiir
vermiş sen de bir hikâye ver dediğinde dedim ki; ağabey ben,
yazı yazmayı hikâye yazmayı bırakmıştım.” “Niye bıraktın?”
dedi. Dedim ki “Ağabey sizinle tanıştıktan sonra sizin yazdığı-
nız bir dönemde bizim yazmamızın uygun olmayacağını, caiz
olmayacağını düşündüm.” Sezai ağabey uzun uzun düşündü,
üzüldü. Dedi ki, “Desene dedi biz sana bilmeden kötülük et-
mişiz.” “Yaz sen” dedi, “
Soyut
dergisine verelim.” Onun talebi
bana emir yerine geçtiği için o gece geç saatlere kadar bera-
berdik, ertesi gün hemen yazmaya başladım sabahtan akşama
kadar “Çocuk” adıyla bir hikâye yazdım o da yanlış bir isimle
yayınlandı dergide. Daha sonra
Hastalar ve Işıklar
kitabında
yer aldı o hikâye de.
Bizim gençliğimiz yazıyla okumayla geçti velhasıl:
Varlık
dergisi, Varlık Yayınları’nın çıkardığı kitapların çoğunu oku-
dum. Yeditepe Yayınevi’nin çıkardığı kitapların çoğunu oku-
dum. Remzi Kitabevi’nden epeyce kitap okudum. İlk yıllar-
dan bahsediyorum. Üniversiteye geldiğimde hasbelkader
Dostoyevski’yi biliyordum ama okumamıştım. Bir film gel-
mişti
Beyaz Geceler
, Dostoyevski’nin romanından uyarlanmış
bir film. Erdem Bayazıt’ın kışkırtmasıyla, benim sene kaybım
da olduğu için artık senem kaybolsun istemiyordum. O filmi
seyrettikten sonra ben yine fakülteden koptum, bunun roma-
nını da okudum.
Ezilenler
’den başladım ve tüm Dostoyevski
romanlarını okudum. Okulu bıraktık Dostoyevski uzmanı ol-
1...,87,88,89,90,91,92,93,94,95,96 98,99,100,101,102,103,104,105,106,107,...194
Powered by FlippingBook